5 Kasım 2025

Gergin Omurilik Sendromu’nda Erken Tanı Hayat Kurtarıyor

Prof. Dr. Alp Özgün Börcek, Gergin Omurilik Sendromu'nun (GÖS) erken tanısının önemine vurgu yaparak, çocukluk dönemindeki belirtilerin dikkate alınması gerektiğini belirtti.
gergin omurilik sendromunda erken tani hayat kurtariyor kqbBUks7.jpg

gergin omurilik sendromunda erken tani hayat kurtariyor kqbBUks7.jpg

BEYİN ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Alp Özgün Börcek, Gergin Omurilik Sendromu’nun (GÖS) erken tanısının önemine dikkat çekerek, “Özellikle çocukluk çağında belde orta hatta bir leke, delik ağzı veya tüylenme fark edilirse mutlaka bir beyin cerrahı tarafından değerlendirilmelidir. Erken tanı ve doğru müdahale, hastalığın ilerlemesini önlemede büyük önem taşır” dedi.

Güven Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü’nden Prof. Dr. Alp Özgün Börcek, Gergin Omurilik Sendromu ile ilgili açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Börcek, “Bu sendrom omuriliğin normalden daha aşağıda sabitlenmesi veya çevresindeki dokularla gerilmesi sonucu ortaya çıkar. Bu durum omuriliğin doğal hareket kabiliyetini kısıtlar ve zamanla sinirlerde geri dönüşü olmayan hasarlara yol açabilir. Mekanik bir problemden söz ediyoruz; bu nedenle ilaç tedavisiyle sonuç almak mümkün değil. Kesin tanı konulan vakalarda cerrahi müdahale gereklidir. Sendromun belirtileri çok farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Bel ve bacak ağrısı, yürüme güçlüğü, sık düşme ya da idrar kaçırma gibi bulgular hastalığın erken uyarıları olabilir. Bazen yalnızca belde ağrı şikayetiyle gelen, dışarıdan hiçbir belirti göstermeyen hastalarda bile bu sendromun izlerine rastlıyoruz. Bu nedenle her bel ağrısını sıradan saymak büyük bir hata olur” diye konuştu.

‘CİLT YAPISI TANI AÇISINDAN İPUÇLARI VEREBİLİR’

Bel bölgesindeki cilt yapılarının da tanı açısından önemli ipuçları verebileceğini ifade eden Prof. Dr. Börcek, “O bölgede doğuştan var olan kırmızı leke, aşırı kıllanma ya da gamze benzeri çöküntüler varsa bunlar omurilikte bir anormalliğin habercisi olabilir. Özellikle çocukluk çağında belde orta hatta bir leke, delik ağzı veya tüylenme fark edilirse mutlaka bir beyin cerrahı tarafından değerlendirilmelidir. Tanı ve tedavi sürecinde her hastanın bireysel olarak değerlendirilmesi gerekir. Aynı görüntüleme sonuçlarına sahip iki hastadan biri ameliyata ihtiyaç duyarken, diğeri sadece düzenli takip gerektirebilir. Bu nedenle ‘her gergin omurilik vakası ameliyat edilmelidir’ demek doğru olmaz. Cerrahi işlem genellikle belin üst kısmında küçük bir kesiyle yapılır. Omuriliği geren dokular serbestleştirilir, zar açılarak gerilime neden olan bağ dokusu (filum terminale) kesilir. Ortalama ameliyat süresi yaklaşık bir saattir. Omurilik ameliyatlarında her zaman sinir hasarı riski vardır; ancak bugüne kadar yüzlerce vakada böyle bir durumla karşılaşmadım. Ameliyat sırasında sinir fonksiyonlarını izlememizi sağlayan nöromonitörizasyon teknolojisi bu konuda büyük güvenlik sağlıyor” dedi.

‘ERKEN MÜDAHALE BAŞARI ŞANSINI ARTIRIYOR’

Prof. Dr. Börcek, cerrahi sonrasında başarı oranının hastalığın süresiyle yakından ilişkili olduğunu belirterek, “Hastalık ne kadar erken fark edilirse, sinirler üzerindeki baskı o kadar az olur ve iyileşme şansı o kadar yükselir. Ancak yıllar içinde gelişen idrar kaçırma gibi ileri bulgular varsa, ameliyatla tam düzelme beklemek zorlaşır. Ameliyat sonrası takip sürecine ilişkin olarak ise, üçüncü ayda MR kontrolü yapılır, her şey yolundaysa yıllık aralıklarla takip edilir. Ancak takip aralıkları hastanın yaşına ve hastalığın seyrine göre değişebilir. Gergin Omurilik Sendromu nadir görülen bir hastalıktır ama tanı gecikirse kalıcı felç, idrar ve dışkı kontrol kaybı ya da omurga eğrilikleri gibi ciddi sonuçlar doğurabilir. Her bel ağrısı, her yürüme güçlüğü mutlaka araştırılmalı” diye konuştu.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Sağlık
Copyright © All rights reserved. | Newsphere by AF themes.